4 Ocak 2012 |
Kuyruk acısı nedir bilir misiniz? Nerden bileceğiz, çeken bilir. Sanırım arkasına baktıkça öndekileri ısırası gelir. ... Güngören, Giresun, Sakarya… Mahşerin üç atlısı… Birilerine göre çantada keklik. Çıkışın, başarıya giden yolun yumuşak rampası. Benden söylemesi, size hiç öyle gelmesin. O rampa kuyruk acısının verdiği hırsın tuzaklarıyla dolu. Birde kendi koyduğumuz mayınlarla. İyi idarecilik A planı belirlemeden harekete geçmemeyi gerektirir. Giresun’u, Adana’yı ayarlamadan Bolu’yu terk etmeyen Levent Eriş hocanızdan da mı ders almadınız? Ne demiş Atalarımız; Dimyat’a pirince giderken, eldeki bulgurdan olursunuz. Cihat’ı göndermeden Yücel’i, o olmadı Metin’i ayarlamazsanız; Yaser’e, Ümit’e, Emrah’a yol vermeden nokta forvetlerle söz kesmezseniz, Kendine çok güvenir, “ben her istediğimi, her istediğim zaman alırım” diye böbürlenirseniz, Cihat’ın yerine Özcan’ı, Yaser’in, Ümit’in, Emrah’ın yerine Aydın’ı böyle alıverirsiniz. Bunlar bırakın A planı olmayı, Z planı bile olamaz. Bunun adı nedir biliyor musunuz? Bal gibi paniktir. Şimdi umutlar Fransız’a kaldı. O da al bebek gül bebek top oynanan Fransız liginden gelecek, Kora kor mücadelenin içine, Bank Asya Liginin ateşine düşecek, Saha farklı, çevre farklı, yemek farklı, hava farklı, dil farklı, rakip farklı, hoca farklı, Bir haftada her şeye alışıp fırtınalar estirecek. Getirdiğiniz sanki Messi. Şimdi bütçeyi, parayı, savurganlık gibi asılsız dedikoduları bir tarafa bırakın. Geçtiğimiz sezon çekilen postere şöyle bir bakın. Kurulan kadroya ve o kadronun şampiyon olamamasına sebep olan yanlışlara. Ve o yanlışlara kimin ya da kimlerin sebep olduğuna. Sonra eskiyi yâd edip, benim gibi uzunca bir iç çekin, Hayale kapılmayıp, benim gibi dönün sizde sözde üç yıllık plana.