| 25 Haziran 2014 |
Bolu Ekspres Gazetesi muhabiri Mehmet Korkusuz, gazetenin bugünkü sayısında Bolu’ya yatırım yapmak isteyen işadamlarının önüne engel koyulduğuna değindi. Korkusuz, Bolu’da hayata geçirilmesi planlanan; ancak bürokratik engellemeler nedeniyle geçtiğimiz haftalarda suya düşen bir eğitim yatırımı hikayesini okuyucularla paylaştı.
Köşe yazısında, Bolu’da “paralel yapı” suçlamalarıyla karşı karşıya kalan özel okullara yönelik suçlamalardan bunalan çok sayıda velinin 2013-2014 Eğitim Öğretim Yılı ikinci döneminde çocuklarını komşu il Düzce’ye gönderdiklerini belirten Korkusuz, Bolu’da hatırı sayılır bir işadamının özel okul yatırımı girişimi önüne nasıl set çekildiğinin macerasını anlattı.
Yine yakın geçmişte milyonlarca dolarlık ASTAY firması yatırımının iptalini okuyuculara hatırlatan Korkusuz, bu eğitim yatırımının da iptal gerekçelerini ayrıntılarıyla ortaya koydu.
BU NASIL İŞ?
Mehmet Korkusuz, sermaye birikimi, projesi ve Bolulularla buluşturulması istenen ünlü eğitim markasının hazır bulunduğu yatırıma, Bolu Belediyesi ile Bolu Ticaret ve Sanayi Odası’nın tam destek verdiklerini belirtti. Eğitim yatırımının yapılacağı arazinin tarım alanı olması gerekçesiyle Toprak Koruma Kurulu tarafından reddedildiğini okuyucularla paylaşan Korkusuz, köşe yazısında, eğitim yatırımının yılda 5 ton mısır ya da patates üretimi uğruna heba edildiğini savundu.
Mehmet Korkusuz’un birbirinden çarpıcı iddialara ve yorumlara yer verdiği köşe yazısının ayrıntıları şöyle:
Bu ne perhiz, bu ne şahane turşu
Bolu’da gerçekleştirilmesi istenen; fakat Karadeniz fıkralarını aratmayacak nitelikteki gerekçelerle olumsuz sonuçlanan bir yatırım hikayesini sizlere anlatmak istiyorum.
Ama öncesinde sizlere kısaca hatırlatmalarda bulunmak istiyorum;
Aylardır Türkiye’de devam eden özel okul tartışmaları hepinizin malumu.
“Paralel yapı” suçlamalarıyla karşı karşıya kalan özel okullar hemen hemen her gün kamuoyu gündeminde.
Hatta bu tartışmalardan bunalan, çocuklarını bağımsız özel okullarda okutmak isteyen pek çok veli çocuklarını Bolu’dan Düzce’ye göndermeyi bile göze alıyorlar.
2013-2014 Eğitim Öğretim Yılı ikinci döneminde üç otobüs dolusu öğrenci her gün komşu ilin yolunu tuttu. Sabah otobüslerle okul yolunu, akşam da yine aynı koşullarda evlerinin yolunu tuttu.
Bu konuda eğitim camiasından ne bir sendikacı, ne de İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden bir yetkili ağız açmadı, belki de açamadı.
Bu konudaki en cesur açıklamayı Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Türker Ateş’ten işittim ve bunu da siz okuyucularla paylaştım. Özel okullara dair yaşanan bu sorunu işaret eden Ateş, kentin işadamlarına seslenerek, “Bolu’da özel okul konusunda ciddi eksikliklerimiz var. Eğitim yatırımı yapmak isteyenlerin önünü açmak, işadamlarımızı bu alanda yatırıma teşvik etmek lazım” dedi.
Ateş’in açıklamaları havada kalmadı, yankı buldu.
İş çevrelerinden isimler yatırım için araştırmalarını sürdürüyor.
***
Benim anlatmak istediğim konuya gelince;
Bolu’da hatırı sayılır işadamlarından bir isim, bahsettiğim tüm bu nedenleri göz önünde bulundurarak, eğitim yatırımı gerçekleştirmek üzere, kentte özel okul açmaya karar verir.
Sermaye birikimi hazır,
Projesi cebinde,
Hatta Bolulularla buluşturmayı hedeflediği ünlü eğitim markası da hazır.
Gelin görün ki yatırım girişimine Bolu’dan destek bulamadı.
Neden mi?
Gerekçe, okul yapımının planlandığı arazinin tarım alanı olmasıymış.
Muhatap, Vali Yardımcısı Ayhan Kartlı’nın başkanlığını yaptığı Toprak Koruma Kurulu.
Bolu Belediyesi yatırıma sıcak, Bolu Ticaret ve Sanayi Odası ise istihdam odaklı düşünerek yatırım için adeta can atıyor.
Velev ki top direkten dönüyor,
Toprak Koruma Kurulu, “Burası tarım arazisi. Burada her yıl yüzlerce öğrenci yetiştirip, onlara ilim, irfan dağıtacağına, git burada yılda 5 ton patates ya da mısır üret!” cinsinden yaklaşımla yatırım girişimini veto ediyor.
Pekala, patates tarlada büyüyor,
Fakat öte yandan onlarca öğrenci de bir sonraki yıl eğitimleri için Düzce’ye gidip gelmenin yorgunluk verici endişesini taşıyor.
***
Bolu Valisi Ahmet Zahteroğlulları’na buradan seslenmek istiyorum;
Geçmişte tanık olduğum bir hadise. ASTAY firmasının kente gerçekleştirmeyi planladığı 50 milyon dolarlık turizm projesi, siyasi ve bürokratik engeller neticesinde gerçekleşemedi.
Ak Partili Milletvekili Ali Ercoşkun, bu kayıp karşısında aylar sonra yaptığı açıklamada, yatırımcı için, “Kırımızı halı serilmesi gerekirken, tam tersi yapıldı!” diyerek, adeta tüyleri diken diken eden bir itirafta bulundu.
Yine Borvo…
Hani yatırım için daha çivi dahi çakmadan, Boluspor’a milyonlarca lira vererek kırmızı beyaz formaya sponsor olan termal tesis projesinin sahibi.
O da az kalsın uçup gidiyordu,
Dönemin İl Genel Meclisi’nin ilgisizliği az kalsın milyonlarca lira kayba mal oluyordu.
Ama dönemin meclis üyeleri kamuoyu tepkileri üzerine yeniden düşündü ve yatırıma vize verdi. Borvo şimdi Mudurnu turizmi için adeta yeni bir umut olmaya hazırlanıyor.
***
Tüm bunları göz önünde bulundurunca, ayrıca şunlar da akla gelmiyor değil.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan çıkıyor ve paralel yapı ile mücadele kapsamında bağımsız özel okul oluşturulması için yerel yöneticilere sesleniyor; “Gerekirse hazine arazisi tahsis edin!”
Ardından da ekliyor Sayın Başbakan; “Gerekirse 5 yıl vergi de almayın!”
Başbakan’ın tüm bu istekli açıklamaları karşısında Toprak Koruma Kurulu’nun veto kararı insanı düşündürüyor.
Soruyorum;
Bolu neden ısrarla tek bir özel okula mahkum edilmek isteniyor?
Bu kararın arkasında kimler var?
Toprak Koruma Kurulu, Bolu’da tek bir özel okul olmasını isteyen kesimlerin görüşlerinden etkileniyor mu?
Şayet bu sorulara yanıt bulunamaz ve yatırım girişimine yine kayıtsız kalınırsa, az önce bahsettiğim eğitim yatırımı Bolu’dan uzaklaşıp Düzce’ye gitmek üzere,
Milyonlarca liralık bu yatırım Bolu’da mı kalsa, yoksa Düzce’ye mi taşınsa daha iyi olur?
Ben Bolu’da Bolu’yu yaşayan biri olarak, gelecek kuşakların patates yetiştirme hevesi uğruna bir kenara itilmelerini kabullenemedim doğrusu,
Peki, sizce Sayın Vali?
