| 28 Eylül 2013 |
Bolu Belediyesi, dün akşam saatlerinde yıkımı olaylı gerçekleşen Halkevi binası hakkında açıklama yaparak, yıkımın yasal ve mahkeme kararıyla yapıldığını açıkladı.
DİKKAT ÇEKEN BÖLÜMLER;
“Halkevi’ne daha modern ve yeni bir yerleşim alanı önerdik, ama anlaşma zeminine yanaşmadılar”
“Dernek Binası tapu kaydına ve iskan ruhsatına aykırı, kamusal ve şahsi alana da tecavüzlü”
“Yıkım yasal, Sakarya 1. İdare Mahkemesi’nin kararıyla yapıldı”
“Rutin bir uygulamayı siyasi alana çekmek doğru değil”
“Kamusal yarar dışında bir amacı olmayan kararın arkasında başka anlamlar aramak, siyasi platformlara çekmek doğru değil”
Bolu’da belediye tarafından yıkımı gerçekleştirilen halkevi binasının yıkılmaması için direnen gruba polis cop ve bibergazıyla müdahale ederek 9 kişiyi gözaltına almıştı. Olaylı yıkımın ardından bugün açıklama yapan Bolu Belediyesi, kanunsuz bir iş yapmadıklarını ve yıkımın mahkeme kararıyla yapıldığı belirtti. Belediye Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Kültür Park ve Çok Katlı Otopark Projesi ve çevre düzenlemesi çalışmaları kapsamında, Halkevleri Derneği Bolu Şubesi Binası’nın tapu kaydına ve iskan ruhsatına aykırı olduğu, kamusal ve şahsi parsele de tecavüzlü bir bina olduğu görüldü. Alınan yıkım kararının ardından da ilgili derneğe, Belediye Meclisi’nin kararıyla bulunduğu alana yakın, daha modern ve mevcut metrekarelerine uygun bir yerleşim alanı önerildi. Ancak dernek hiçbir şekilde anlaşma zeminine yanaşmadı” denildi.
Uzlaşı zemininin olmamasının ardından yasal sürece başvurulduğu ve Sakarya 1. İdare Mahkemesi’nin kararıyla yıkımın başladığı belirtilen açıklamada, “Bu uygulama Halkevi’ne özgü bir uygulama değildir. Kamusal yarar dışında bir amacı olmayan bu kararın arkasında ‘başka anlamlar’ aramak, ‘siyasi platformlara çekmek’ doğru değildir” ifadeleri kullanıldı.
Bolu Belediye Başkanlığı’ndan konu ile ilgili yapılan açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi;
“Belediyemiz tarafından Kültür Park ve Çok Katlı Otopark Projesi ve çevre düzenlenmesi kapsamında çalışmalar yürütülmektedir. Bu proje kapsamında yürütülen çalışmalarda Belediye Binasının arka tarafında yer alan ve proje alanı içerisine giren binalarla ilgili de inceleme yapılmıştır. Halkevleri Derneği Bolu Şubesi Binası da, incelemeye alınan binalardan sadece biridir. Yapılan incelemede, binanın fiili kullanım alanı olarak, tapu kaydına ve iskan ruhsatına aykırı olduğu gibi; kamusal ve şahsi parsele de tecavüzlü olduğu görülmüştür.
Belediye Encümeni kararıyla, İmar Kanunu gereği ruhsatlandırılması hiçbir şekilde mümkün olmayan bu bina için yıkım kararı alınmış ve ilgili tarafa tebliğ edilmiştir. İlgili Derneğe, mağduriyetinin önlenmesi için Belediye Meclisi’nin kararıyla, bulundukları alana yakın, daha modern, mevcut metrekarelerine uygun yeni bir yerleşim alanı da idaremiz tarafından önerilmiştir. Ancak, ilgili dernek yönetimi idaremizin tüm çabalarına karşın bu tekliflere sıcak bakmamış, hiçbir şekilde anlaşma zeminine yanaşmamış ve hukuki bir süreç başlatmıştır.
Bu çerçevede, ilgili derneğin başvurusuyla, Sakarya 1. İdare Mahkemesi tarafından Halkevleri Derneği Binasının yıkımı ile ilgili ‘yürütmenin durdurulması ve iptali’ istemi incelenmiş ve ‘yürütmenin durdurulması isteminin reddine’ karar verilmiştir. Binanın mevzuata açısından aykırılıklar taşıyan bölümünün yıkımı, Sakarya 1. İdare Mahkemesi’nin 17 Eylül 2013 tarihli kararına istinaden gerçekleştirilmiştir ve yasal mevzuata uygundur.”
“YAŞANANLAR GERGİNLİK OLUŞTURMA ÇABASIDIR”
Kararın uygulandığını belirten Bolu Belediyesi, son bölümde ise şöyle dedi;
“İdaremiz tarafından dün gerçekleştirilen yıkım işlemi, belediyenin görevleri çerçevesinde kamu yararı gözetilerek yapılan rutin bir uygulamadır. ‘Aykırılıklarla ve tecavüzlerle’ dolu bir binaya göz yumulması, kayıtsız kalınması kanunen mümkün değildir.
Bu uygulama Halkevi’ne özgü bir uygulama da değildir. İdaremiz kanuni görevini yerine getirmiş ve ruhsatlandırılması mümkün olmayan bir bina için alınan kararı uygulamıştır.
Kamusal yarar dışında bir amacı olmayan bu kararın arkasında ‘başka anlamlar’ aramak, ‘siyasi platformlara çekmek’ doğru değildir. Yapılmaya çalışılan, belediyecilik uygulamalarına başka anlamlar yükleyerek ve vatandaşlarımızın hassasiyetini kullanarak; ülkemizin ve şehrimizin huzurunu bozmak için gerginlik oluşturma çabasıdır. Nitekim bu kararın uygulanması sürecinde ortaya çıkan tablonun figürlerine bakıldığında olayın ‘Halkevi’ hassasiyeti üzerinden siyasi kazanımlar için kullanıldığı net şekilde görülecektir.”
