| 25 Mart 2013 |
Bolu Ekspres Gazetesi muhabiri Ebru Eyvazoğlu Bolu kamoyunu günlerdir meşkul eden o fotoğraf karesi ile ilgili çok çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Ak Parti Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun'un basın açıklamasını irdelediği yazısında Eyvazoğlu, "Ali Ercoşkun, Abdullah Uzun’un verdiği tepkinin beşte birini vermedi "dedi.
Bolu kamoyu günlerdir meclis çatısı altında çekilen fotoğraf karesine yapılan yorumları konuşuyor. Atatürkçü Düşünce Derneği Bolu Şube Başkanı Eflaz Temiz'in Ali Ercoşkun ve beraberindeki cübbeli sarıklı iki kişi için, "Yüzlerine tükürsem tükürüğüme yazık olur" demişti. Temiz'in tepki çeken açıklamasının ardından CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan yeni bir tartışma başlatmıştı. Kendisine ve misafirlerine hakaret edilen Ercoşkun ise basın açıklamasında konuyu kınamakla yetindi. Bolu Ekspres Gazetesi muhabiri Ebru Eyvazoğlu Ali Ercoşkun'un açıklamasındaki eksik yönleri köşesine taşıdı.
İşte o köşe yazısı..
Saz çalar milletin vekili, söz söyler vekilin vekili
Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun’un TBMM’de cübbeli ve sarıklı iki kişiyle çektirdiği fotoğrafa ADD Başkanı Elfaz Temiz’in yaptığı yorum ortalığı yangın yerine çevirdi. Sonra da CHP’li vekil bu yangına benzinle müdahale etti. Neticede de sayısız insan tepki gösterdi.
Cübbe ile Meclis’e girilir mi girilmez mi?
Ben hala kıyafetlerin siyasi mesaj vermesini saçma bulan biri olarak, bu aşamada mezuniyet töreninde öğrencilere kiralanan, avukatların da giydiği pardösünün de cübbe olduğunu hatırlatmak isterim. Ancak toplumumuzda malum fikir dile getirmek bir anlamda da linçi göze almaktır.
İyi yada kötü bu süreçte herkes göze alıp fikrini söyledi. Kamuoyu olarak bekledik ki Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun da vekil seçildiği Bolu’ya bir gelsin ve zehir zemberek açıklamasını yapsın, biz de “Helal Olsun” diyelim.
Bir hafta bekledikten sonra da Sayın Ercoşkun, Cumartesi’ye gün verdi. Cumartesi bombası patlar diye izin günlerimizi feda edip toplandık. En azından kendi adıma “din elden mi gidiyor” yoksa “şeriat mı geliyor” diye siyasi mesaj veren kıyafet ve aksesuarlar üzerine entelektüel bir konuya dahil olmak istedim. . Fakat beklediğim bomba maalesef elimde patladı. Şöyle ki;
Ali Ercoşkun belli bir kesim tarafından recm edilmeye çalışılan misafirlerine sahip çıkmadı.
Ali Ercoşkun, yüzlerine tükürülen, adamlığına laf edilen ziyaretçilerini ağzına almadı.
Ali Ercoşkun hatta “Adamlık” tartışmasına değinmedi bile.
Ali Ercoşkun, CHP’li Tanju Özcan’ın “Ercoşkun’un fotoğraf çektirdiği adamlara bakıyorsunuz, adam demeye bin şahit ister” sözlerini yok saydı.
Ali Ercoşkun, Abdullah Uzun’un verdiği tepkinin beşte birini vermedi.
Ali Ercoşkun, sorulara tatmin edici cevaplar vermek yerine, dünya siyaseti üzerine nutuk atmayı tercih etti.
Ali Ercoşkun, tepki gösteren ve destek verenlerin isimlerini bile zikretmedi.
Ali Ercoşkun, Tanju Özcan’a “Dava etsene beni” diye seslenen Abdullah Uzun’un aksine “Yargıya başvuracak mısınız” sorusuna “CHP’nin bundan sonraki tavrına göre hareket ederiz” diyerek orta yolcu bir politika ortaya koydu.
Ali Ercoşkun, o toplantıyı bana göre “Mahalle Baskısı” ile yaptı.
Ali Ercoşkun, sessiz kalsaydı daha iyiydi hatta. En azından konuya ilişkin aklımızda Abdullah Uzun’un “Sizin en fazla iki kuşak ötesi dedeniz bile böyle giyiniyordur. Şimdi siz dedenizin adam olmadığını mı söylüyorsunuz?” sorusu kalırdı.
Bu toplantıdan benim çıkardığım sonuçlar bunlar. CHP’li Milletvekili Tanju Özcan’ın çok tartışılan sözlerinden sonra bu konunun muhatabı anladık ki, Ali Ercoşkun değil Abdullah Uzun olmalı…
Velhasıl;
Birinin, kendi adına iş görmesi için yetki verdiği ya da kendi yerine bıraktığı kimseye ‘vekil’ diyor Türk Dil Kurumu. Ha bu arada bununla yetinmeyip ekliyor aynı kurum ve diyor ki; başkasının adına, yerine söz söyleme, davranma, işlem yapma yetkisi olan kimse…
Şimdi kimin vekaleti kimde sorusunun takdirini size bırakıyorum…
