| 5 Ocak 2013 |
Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, ‘Gençlerle Baş Başa’ adlı proje kapsamında gençlerle bir araya geldi. Üniversiteli Gençlere gerçekleştirilen söyleşide Yılmaz, “Her şeye kötü diyen bir grup var” dedi.
Haber: Ufuk Çilesizoğlu
Üniversite öğrencileri tarafından gerçekleştirilen, 'Yaşayan Bolu projesi' kapsamında Bolu ve Bolu kültürünün tanıtımı için gerçekleştirilen Gülezler Konağı toplantılarının sonuncusu gerçekleştirildi. Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Gülezler Konağı'nda Öğrencilerin sorularını yanıtladı. Necip Fazıl, “Musluğu açtığınızda su önce bulanık gelir, durusu sonradan gelir” derdi. “Biz bulanık nesiliz. İnşallah siz duru geleceksiniz” dedi. Mahkeme kararı ile engellenen projelerle ilgilide konuşan Yılmaz, 'Biz hizmeti siyasi odaklı yapmıyoruz. Yaptığımız her şeye kötü diyen bir grup var. Kültür sitesinde mimarlar buradan heykel çıkacak diye bir sürü projeyi sıkıntılara soktular. Kültür Park'ta engellemeler olmasaydı 500 araçlık bir katlı otopark tesisimiz bitmiş olacaktı. Biz bunlara rağmen iş yapmaya çalışıyoruz. Böyle sıkıntılarımız mutlaka var” diye konuştu.
Öğrenciler Bolu ile ilgili ve Belediyenin Bolu'da yaptığı çalışmalarla ilgili merak ettikleri her şeyi Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz'a sordu. İzzet Baysal Caddesi'ndeki trafik akışı ile ilgili sorulara, 'Zaten cadde araç trafiğine kapalı. Bizim bir baypas yerimiz var. Cumhuriyet Caddesi'nden başlayıp, PTT Caddesi'nden devam eden bir yolumuz var. Şuanda bu çalışma son neticedir. Projeyle ilgili sadece bir değişiklik vardır. Oda biz bunu Belediye önünde bitmek üzere planlamıştık şuanda yukarıdaki öğrenci yurduna kadar devam etmeye karar verdik. Valilik önünde yapılacak şeyler vardı, mimar arkadaşlar lüzumsuz dedi.' diyerek yanıtlayan Yılmaz, Bolu halkı size rahatlıkla ulaşabiliyor mu? Ya da odanıza gelip size derdini anlatabiliyor mu? Şeklindeki soruya ise 'Geçmişte idareciler yukardaydı. Şuanda idareciler hizmetkar sizler ise hizmete layık olan insanlarsınız. Müşteri odaklı çalışmak için sisteme giriyoruz. Şuanda kent bilgi sistemi diye bir sistemi oluşturmaya çalışıyoruz. Bu oluşturulduktan sonra Amerika'dan bile kendiniz ile ilgili bir konuyu belediye'den takip edebileceksiniz. İşin daha başındayız. Necip Fazıl, “Musluğu açtığınızda su önce bulanık gelir, durusu sonradan gelir” derdi. “Biz bulanık nesiliz. İnşallah siz duru geleceksiniz” dedi.
“Bolu'da bir insan açsa bu benim ayıbımdır”
Konuşmasında, Bolu'da bir insan açsa sorumlusunun kendisi olduğunu, böyle insanların kendisine yönlendirilmesinin gerektiğini belirten Yılmaz, Sosyal sorumluluk anlamında belediyenin bir hayır çarşısı var. Orayı boş bırakmayın orada sadece öğlen yemek veriliyor. Ondan sonraki zamanlarda istediğiniz gibi ders çalışarak kullanabilirsiniz oraları. Hatta evlenmek isterseniz de oraya müracaat edebilirsiniz. Hemen yanında toplantı salonu var. Çocukların gelip ders çalıştığı… Yani Bolu'da bir insan açsa bu benim ayıbımdır. Eğer yiyecek bir şey bulamadıysa bana gönderin. Şuanda çok iyi noktaya gelmiş bir yerimiz var. Hatta roman vatandaşlarla ilgili bir şey söyleyeyim. Onlara konut yaptık 72 tane. Onlara çöp ayrıştırma işini gelin beraber yapalım diyoruz. Zorlanıyoruz çünkü kurallı işe alışkın değiller. Şuanda çalışmalarımız sürüyor. İnşallah bunu Türkiye'de ilk başaran biz olacağız. Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü İmarethane Sosyal Tesisleri'nde öğrencilere de yemek verebiliyoruz. Gidip burada yemeğinizi yiyebilirsiniz” dedi.
Mahkeme kararı ile engellenen projeleri ile ilgilide konuşan Yılmaz, 'Biz hizmeti siyasi odaklı yapmıyoruz. Zaten belediye başkanı siyasi odaklı siyaset yapamaz. Türkiye'deki siyaset algılaması oturmadı. Maalesef Türkiye'de parti odaklı sivilleşme oluyor. Yaptığımız her şeye kötü diyen bir grup var. Katlı otopark projemiz olmuştur. Kültür sitesinde de mimarlar buradan heykel çıkacak diye projeyi sıkıntıya soktular. Engellemeler olmasaydı 500 araçlık bir katlı otopark tesisimiz bitmiş olacaktı. Pis su arıtma tesisi engellenmeye çalışıldı. Bolu Mahkemesine gittik bu uluslar arası bir kredi, ihalesi yapılmış. Eğer geri dönerse Bolu bir daha böyle bir şansı yakalayamaz” dedik. Sağ olsun hakim bey bize inandı görevsizlik kararı verdi. Onun üzerine aynı yapı Sakarya İdare Mahkemesine dava açtı. Oradaki hakimlerle görüşmeye gittim. Hakimler baktık ki siyasi olarak reddedecekleri anlaşıldı. Onun üzerine köye gittim. Köydeki binalar ruhsatsızmış. Raporları tuttuk. Bayındırlık Müdürlüğü vardı.Onu da gönderdik oda baktı.Sonra köylülerle bir toplantı yaptık. Bende “Köyünüze karşılık pis su arıtma tesisi” dedim. 3 gün sonra davadan vazgeçmek zorunda kaldılar. Şuanda milletvekili olan Tanju Özcan, bizi çalışmalarımızdan dolayı mahkemeye veren kişidir. Biz bunlara rağmen iş yapmaya çalışıyoruz. Böyle sıkıntılarımız mutlaka var, dedi.
'Bu seneki kaldırım taşı hedefimiz 300 bin metrekare'
Kaldırım taşlarının döşenmesi ile ilgili öğrencilere bilgiler veren Yılmaz, Belediyenin bir kaldırım taşı fabrikası var. Kaldırım taşı imalatında kullandığımız malzemeyi de belediye bir başka işletmesinde üretiyor. Tek verdiğimiz şey çimentoydu. Onda çimento fabrikasından bedavaya almaya başladık. Yılda 200 bin metrekare kaldırım taşı döşeme kararımız vardı. Bu sene 250-300'e hedefimiz yaklaştı. Maalesef kontrol edememe sıkıntımız var. Oda üniversiteden mezun olmuş arkadaşları işin başına koyuyoruz. İşçiler onları ikna ediyorlar. Bizde iyi şekilde kontrol edemiyoruz. Yapılan her şeyi gözden geçirerek iyi noktaya getireceğiz. Çünkü maliyetler çok düşük bu konuda eğer kontrol sistemini doğru yapabilmiş olsak. Bu Türkiye'nin en büyük sıkıntısıdır. Onun sıkıntısının sebebi de ben değilim. Kontrolü nasıl yaptırıyoruz onu da söyleyeyim. Müteahhit kontrol ediyor. Kendi kontrol sistemim var. Bir de özel bir firmaya benim kontrollerimi kontrol ettiriyorum” dedi.
Kentsel dönüşüm ve hasarlı binalarla ilgili olarak, “ Diğer belediyelerden daha iyi durumdayız. En iyiyi yapmaya çalışacağız diyen Yılmaz, 'Bu konuda devlet birilerini yetkilendirecek. Yetkili firmalar ancak bu konuda hasarlı veya hasarsız diyecek. Biz Bolu'daki depremsellikle ilgili çalışmaları, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli rasathanesi profesörleri ile yaptık. Onlarda yetki almak için uğraşıyorlar. Biz çalışmamızı başlattık devam ediyoruz. Diğer belediyelere göre daha iyi durumdayız. Şuanda 4 firmaya verilmiş, ama onlarla da bu iş olmaz. En iyiyi yapmaya çalışacağız” dedi.
'Öğrenim süreci arttıkça çevre bilincimiz azalıyor'
Bolu'daki çevre bilinci ile ilgili konuşan Yılmaz, “İleri gitmiş ülkelerde hata yapanı kim olsa hemen bildirirler. Bizde ise hata yapanı bildirmek, gammazlamak olarak algılanır. Hayır. Vatandaşlık görevi. Çünkü onun hatası başkasına zarar getirecek. Hatta üniversite öğrencilerinden bir talebim var. Sizin için Kardelen Meydanını tamamen dağıtıyorum. Öğrenim süreci arttıkça çevre bilincimiz zayıflıyor. Sahiplenme duygumuz zayıflıyor. Şuanda en çok verim aldığımız çevre bilinci açısından okuma yazma bilmeyen Aktaş Mahallesi'ndeki babaannelerimiz. Orada herkes sabah kalkıyor, etrafı süpürüyor. Bir teneke kutuya dolduruyor orada. Ama en eğitimli kesimimiz güya ben atarım kardeşim belediye temizlesin diyor. Dünyadaki gelişmiş yapılarla bizim aramızdaki yapılar bunlar. Hükümet Meydanı ile ilgili olarak, orada yeni bir park yapılacak. Kent Meydanı diye bir meydan oluşacak, dolayısı ile dolaşabileceğiniz bir alanda orada oluşacak. Türkiye'de kentin göbeğinde o kadar büyük bir alana sahip başka bir il olmamış olacak” dedi.
Yılmaz, konuşmasının sonunda öğrencilere;”Kendinize hep büyük hedefler koyun. Kendinizi asla küçük görmeyin. Ben kendime hiç küçük hedef koymadım. Koyduğum hedefler hep birileri abartı gelebilir. Mesela ben belediye önünden yürüyerek karışa geçeceksiniz dediğimde kimse tepenin kalkacağına inanmadı. Hedeflerinizi büyük koyarsınız, niyetinizde iyi olursa birileri size mutlaka yardım eder. Hiç derdimiz yok, sıkıntımız yok. Ben bunların hiç birini sıkıntı olarak görmem. Sizler Türkiye'nin geleceğisiniz. Bizim zamanımızla siz çok farklısınız. Biz soracaklarımızı soracak kimse bulamazdık. Kendinize güvenin. Boş olmadığınızı bilin” diyerek nasihatlerde bulundu.
