| 10 Mart 2012 |
Bolu Havadis Gazetesi köşe yazarı ve Köroğlu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İmdat Arslan, uzun zamandan bu yana Fethullah Gülen Cemaati’ni eleştiren köşe yazıları kaleme alıyor.
Arslan, bu haftaki yazısında cemaatin AK Parti ilişkisine değindi.
CEMAAT NEYİ NİÇİN SAKLAR Kİ…
Genelinde ve Bolu özelinde cemaatin bulunduğu ve yaşadığı kamuoyundan saklayabileceği nesi olabilir ki?!...
Ama saklıyor…
Yazılanlara tepki vermiyor, verdirmiyor!!!
Oysa ki cemaatten para istemedik, torpil istemedik, rant istemedik, atama istemedik, dershaneye kayıt istemedik, işyerimizin imtiyazlı işyerleri içerisine girmesini istemedik, sohbetlere davet istemedik, ev istemedik, yurt istemedik…
Sadece biraz şeffaflık ve kamuoyunun merak ettiği sorulara cevap istedik…
Ama Bolu’daki cemaatçiler sanki duymayan bir duvar!!!
YOKMUSUNUZ, ÇOKMUSUNUZ?!...
İlkyazımda da dile getirdiğim gibi; Cemaat cemaatın dışında kalanlardan korkuyor…
Cemaat dışında kalanlar da cemaatten!!!
Oysaki cemaatin bir kutsaliyeti yok…
Cemaat hakkında konuşmak ve yazmak; ayıp değil, günah değil, suç değil!!!
Aksine; olur olmadık, her şeye burnunu sokmayı marifetten sayan ulusal ve yerel basında cemaat gerçeklerinin yazılmaması, aydınlatılmaması çok garip!!!
Hani inadına demokrasi, daha fazla demokrasiydi?!...
CEMAAT BU DEĞERLERİN ÜZERİNDE Mİ ?!...
Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Milli İstihbarat Teşkilatının, Jandarmanın, Emniyetin, Yargının, Sivil Toplum Kuruluşlarının ve Milli ve manevi değerlerimizin kalbi, beyni ve diğer organları adeta iğdiş, iğdiş edilirken, en fazla merak edilen yapılanmanın başında gelen cemaatin, estirilen sözde DEMOKRASİ TUFANINDAN etkilenmemesi ve tartışılmaması sizce de manidar değil mi?!...
Ulusal basındaki bazı gazeteler ve bunların uzaktan direktifli yazarları,ne hikmettir bilinmez 28 Şubat ikliminde söz konusu cemaatin durduğu yeri, hangi güçlerle birlikte olduğunu ve suya sabuna dokunmayan tavrını gözden kaçırmaya çalışıyor…
Oysaki bu ülkenin nimetlerinden her iktidar döneminde azami derecede yararlananlar, iş ülkenin külfetlerini paylaşmaya gelince soluğu bu vatan topraklarının dışında alıyor…
Ve bunlar sıradan bahanelerle ambalajlanarak, kırmızı işaretli(!) haline getirilerek tartışılmaktan kaçırılıyor…
Ama bugün buz dağının gösterilmeyen tarafları eriyor ve Türkiye iktidardaki Ak Parti ile cemaat arasında bir tercihe zorlanıyor…
Deyim yerindeyse hiç beklenmedik bir zamanda yol ayrımına gelindi…
Ak Parti iktidarının tabanında önemli sayılabilecek güçte cemaat oyu var, bu bir gerçek…
Yol ayrımındaki cemaat yakın zamanda bu kozu kullanacak, hatta şimdiden bunun işaret fişekleri cemaate yakın basın yolu ile atılmaya başladı bile…
Cemaate göre Ak Parti iktidarı en olmadık zamanda köşeye sıkıştırılacak ve iktidarın cemaate boyun eğmesi sağlanacaktı…
Mit’e yapılan operasyon ile bu oyunun ambalajları açıldı ve Ak Parti üst yönetimi ve özelliklede Sayın Başbakan ambalajın içindekileri gördü…
Ve ilk hamle başarıyla atlatıldı…
AK PARTİ ŞİMDİ DAHA TEMKİNLİ…
Şu gerçeği de unutmadan söylemek lazım ki, Ak Parti bu hamle ile acilen yeniden yapılanmaya gidecek ve cemaat kökenli seçmeni kendisinin tarafına çekecek.
Aslında bakıldığında bu zor bir iş değil. Çünkü tercih noktasında cemaatin tabanını oluşturan seçmen kitlesi bütün ikazlara rağmen siyasi anlamda seçmen olarak cemaatten bağımsız hareket edecek ve Ak Partiyi dolaysı ile özellikle bu topraklar üzerinde siyaset yapan Sayın Recep Tayip Erdoğan’ı tercih edecektir…
Cemaatin en üst mevkilerinde yer tutmuş olan bürokratlar ile zengin işadamlarının da bu anlamda tercihleri Ak Parti olacaktır. Belki oylarını cemaatin işaret edeceği parti lehine kullanmaya zorlanacaklar fakat iktidar erkinin siyasi gücü ve yaptırımı bu oyları da zorlanmadan Ak Partiye yönlendirecektir…
DOLAYSI İLE
Maneviyatta; tehdit olmaz…
Maneviyatta; siyasi pazarlık olmaz…
Maneviyatta; işine geldiğinde ortaya çıkmak, işine gelmediğinde tüymek olmaz…
Maneviyatta; maddiyat maneviyatın önüne geçmez ve koz olarak kullanılmaz…
Maneviyatta; dağın önünde ne ekili ise arkasında da o ekilidir…
Maneviyatta; kulların kula teslimiyeti kabul edilmez…
Maneviyatta; korku imparatorluğu yaratılmaz…
Eğer cemaat bunları yapmıyor ise saklayacak nesi olabilir ki?!...
Çıkar aziz milletin önüne; dinlemekten ibaret olan cemaatin sohbet toplantılarını aşarak, vatandaşın istediği abdestini tazeler…
