| 18 Aralık 2011 |
Bolu Gündem Gazetesi Köşe Yazarı Avukat Yüksel Gültekin, bu haftaki yazısında Bolu Valisi İbrahim Özçimen’e ağır eleştirilerde bulundu. Gültekin, sanayi sitesi protokolü ile ilgili geri adım attığını ileri sürdüğü Vali Özçimen’e bakın neler dedi…
YÜKSEL GÜLTEKİN’İN KÖŞE YAZISI
“Sayın Valim topu taca atma oyunda tut”
Sayın Bolu Valisi İbrahim Özçimen Bey’in 3 Aralık 2011 tarihinde Bolu Gündem Gazetesi’nde çıkan beyanını görünce önce doğrusu bir yanlışlık olduğunu düşündüm; fakat daha sonra bir yanlışlık olmadığını ve Vali Bey’in aşağıdaki sözleri söylediğini anladım.
Sayın Valim bir soru üzerine aynen şöyle diyordu: “Başkan Yılmaz'ın Küçük Sanayi Sitesi mevcut arazisinin, ‘Tercihli ticari bölge’ olarak belirleneceğine ilişkin yaptığı açıklamalarını yorumlayan Vali Özçimen, ‘Küçük Sanayi Sitesi'nde çalışanların bir mülkiyet hakları var. Belirsizlikler var. Bunların giderilmesi gerekiyor. Basından takip ettiğim kadarıyla Başkan ve esnaflar arasında yapılan son görüşmede olumlu gelişmeler var. Ben, bir özel idarenin başındayım, bir de genel idarenin başındayım. Genel idarenin bir kurumu olan TOKİ, bu konuda benimde imzamı istedi. Bende tamamlayıcı mahiyette bir imza attım. Benim imzam odur. Ben bu anlaşmazlığın hiçbir tarafında yokum.”
Sayın Vali sanki şehrin en büyük mülki idari amiri değil de, o sıfatla bir protokol imzalamamışta, oradan geçerken yanlışlıkla imzası alınmış biri edasında beyanda bulunuyor. Baktı ki iş çetrefilli, “Ben bu anlaşmazlığın hiçbir tarafında yokum” diyerek işin içinden sıyrılıyor. Daha doğrusu sıyrıldığını zannediyor. Oldu mu Sayın Valim? Yakıştı mı?
Siz kendi ifadenizle belirttiğiniz gibi bu il de genel idarenin başı olarak genel idarenin bir kurumu olan TOKİ’yi temsilen üstelik sözleşmeyi tamamlayıcı mahiyette önemli bir imza atıp, sonra da işi çetrefilli görüp, “Ya ben zaten tamamlayıcı mahiyette imza attım. Benim imzam o. Ben bu anlaşmazlığın hiçbir tarafında yokum!” diyerek bu işle ilgili varsa bir sorumluluğu üzerinizden atabilir misiniz?
Sayın Valim, zaten bu ilde genel idarenin başındaki en büyük mülki idari amir olarak böyle önemli bir meselenin tarafı olmanız, bırakın tarafı olmayı böyle önemli bir meseleyi çözmeniz gerekmez mi? Bir vali, böyle önemli bir meseleyi çözmeyecekse, hangi meseleyi çözmek için vardır? Valinin görevi yalnızca protokol gereği olan işleri yapmak mıdır? Sanayi esnafının bu en önemli meselesini Vali Baba çözmeyecekte, Vali, Baba bu sorumluluktan kaçacakta, kim çözecektir?
Burada Belediye ile sanayi esnafının en azından bir kısmı arasında uzlaşmada bir sorun olduğu açıktır. Burada şehrin valisine araya girip, devletin diğer kurum ve müesseselerini araya sokup, memleketin, milletin yararına bu sorunun çözümüne katkıda bulunması yakışırken, “Aman beni bu işlere bulaştırmayın, zaten ben usulen bir imza attım. Ben bu tartışmaya kesinlikle katılmam” tarzı bir yaklaşım sanırım en hafif tabirle şık olmamıştır.
Ben bu beyandan sonra merak edip, Sayın Valimin Bolu’nun diğer önemli meseleleriyle ilgili yaklaşımını da inceleme gereği duydum. Maalesef Sayın Valimin protokol görevi haricindeki ciddi meselelere ya hiç bulaşmamak ya da yanlışlıkla bulaşırsa hemen o meseleden elini eteğini çekmek gibi bir tarzı var.
Yine kendi ifadesine göre, Sayın Valim aynı zamanda özel idarenin de başı. Yine özel idarenin ilgi alanına giren Bolu’nun en önemli meselelerinden biri tavuk kümeslerinin durumu. Sayın Valim bu konuda yaklaşık 3 ay önce basına yansıyan beyanında, “Eski tavuk kümeslerinin ruhsat işlemleri süratli şekilde halledilecek. Karar aldık” dedikten sonra il özel idaresi 70 kümes sahibini yaklaşık 4,5 milyon TL ceza kesmiş ve birçoğu ile ilgili yıkım kararı almıştır. Bu konuda hiçbir gelime olmamış ve bu beyandan sonra 3 ay geçmesine rağmen hiçbir ilerleme sağlanamamıştır.
Şimdi bu örnekleri çoğaltarak, Sayın Valimi daha fazla üzmek istemiyorum. Fakat bir Bolulu olarak temennim Sayın Valimin protokol işlerinde olduğu kadar Bolu’yu ilgilendiren ciddi işlerde de çaba ve gayret sarf etmesi. Futbola en azından sempatisi olduğunu bildiğim Sayın Vali’mden ricam, ciddi maçlarda topu sürekli taca atmaması. Çünkü Sayın Vali’mde bilir ki, topu oyunda tutmadan maç kazanamayız.
