| 29 Kasım 2018 |
Yazdığı köşe yazılarıyla Bolu gündeminin nabzını tutan Avukat Yüksel Gültekin, 15 yıldır görevde olan ve 31 Mart yerel seçimleri öncesinde aday gösterilmeyen AK Partili Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz’la ilgili “Güle güle Reis” isimli bir köşe yazısı kaleme aldı.
-----------------
GÜLE GÜLE REİS
Başlığı çok düşündüm aslında. Alaaddin abi diye başladım önce, öyle ya tam 30 yıldır yakinen tanıdığım abimdi benim. Sonra ‘Alaaddin bey’e çevirdim başlığı öyle ya nerede ise 20 yıldır Bolu siyasetine yön veren Alaaddin beydi.
Fakat ‘Reis’te karar kıldım. Bizim halkımız belediye başkanına reis diye hitap ederdi ve o tam 15 yıldır bu şehrin reisi idi. Kişiliği de, icraatları da, ilişkileri de hep çok tartışıldı. Çok eleştirildi. Fakat sandığa her gittiğinde Bolu halkı partisinin de üstünde bir oyla ona sahip çıktı ve reis seçti.
En büyük özelliği Bolu halkına karşı açık, şeffaf ve dürüst olmasıydı. Bolu için yapmayı planladığı her şeyi önce Bolu halkı ile paylaştı. Yapacaklarını önce hayal etti, sonra kendi inandı, sonrada tüm şehri inandırdı.
Yeni başkan seçilmişti, bir arkadaşımla birlikte hayırlı olsuna gittik. “Binin arabaya, size bir şey göstereceğim” dedi. Sonra bizi aldı o zaman bir patikadan ibaret olan üniversite yoluna götürdü. “Bu yolu dedi gidiş ve geliş olarak açacağım” Abi dedim, “belediyenin burayı kamulaştıracak parası ve gücü var mı?.” “Yok, vatandaşın rızası ile kamulaştırmadan açacam” dedi. Arkadaşımla göz göze geldik, yeni seçilmenin heyecanına verdik. Bunu yapması imkansızdı ve hayaldi.
O bu hayali gerçekleştirdi. Yalnız bu hayali değil, şehrin tüm çevresini, ana arterlerini kamulaştırmadan vatandaşla işbirliği yaparak yollarla donattı. Bu şehirde o belediye başkanı olduğunda girilemeyen, hizmet alamayan, kaderine terk edilmiş, gözden ve gönülden ırak mahallelerin hepsinin kaderi değişti ve şehrin en gözde yerleri haline geldiler.
Bolu kabul edelim ki onun zamanında yeşil Bolu oldu. Parklarla bahçelerle donandı. Atatürk Orman Parkı ve Karaçayır Parkı gibi, ancak örneklerini büyük şehirlerde gördüğümüz iki adet devasa parkı çok çetin mücadelelerle Bolu halkına kazandırdı. Bu parklarla adeta şehre nefes aldırdı. Torunlarının elinden tutup bu parkta nefes alan Bolulular seni hiç unutmayacak ve hayır dualarıyla anacaklar reis.
Bolu ve Bolu’nun menfaatleri söz konusu olduğunda önüne geçilmez, protokol, kural, kaide, eş, dost ahbap tanımaz kükreyen bir aslandı adeta. Büyük suyu ve Bolu’nun çevresindeki kirlenen suları temizlemeye karar verdiğinde. Özellikle Abant’ta ki otellerden arıtma ile ilgili büyük bir dirençle karşılaştı. Bu otellerin birine o günün şartlarında 570 bin TL ceza kesti. Otel parayı ödememek için devreye koymadık adam bırakmadı. En son o dönemin AK Parti teşkilat başkanı Abdulkadir AKSU aradı reisi. Tesadüf o ya bende odasındaydım. Aralarındaki sert diyalogtan sonra “Abdulkadir bey bu para Bolu’nun parası ve ödenecek. İsterseniz sizde para çok onların yerine siz ödeyin” diyerek telefonu kapatmış ve para tahsil edilmişti.
Bu küçük bir örnek yalnızca. Adı kavgacıya çıkmıştı, doğru. Fakat kavgası bizim içindi, Bolu içindi, hayalindeki örnek ve yaşanılabilir Bolu’yu kurarken engelleri kaldırmak içindi. Bunun için gün geldi bir genel müdürle, gün geldi bir müsteşarla, gün geldi bir bakanla kavga etti. Onun için mesele Bolu ise gerisi teferruattı. Kendi partili arkadaşları bu şehrin merkezine otel yapmak istediler, kavganın en şiddetlisini yaptı, çok yıprandı ama yılmadı. Şimdi şehrin merkezindeki bu güzel parkta gezerken seni nasıl unutacağız reis.
15 yıllık belediye başkanlığında mesaiye hep 8.30 başladı. Tüm Bolu seveni sevmeyeni onun bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ve çalışma azmi karşısında şapka çıkardı. Hep halkın içindeydi cep telefonunu tüm Bolu halkı bilir ve herkes ona 24 saat ulaşabilirdi. Herkes onunla görüşebilirdi. Kısaca kendisini reis seçen Bolu halkı ile bütünleşmiş ve arasındaki tüm duvarları kaldırmıştı. Evlat diye hitap etmeyi severdi, bu şehri ve bizleri evladı gibi görür o hassasiyetle hizmet etmeye çalışırdı. Kısaca güzel adamdı Reis. Bizden biriydi. Belki de onun için onu hep kolay eleştirdik. Yüzüne güldük, arkasından kolay salladık. Çünkü bilirdik hatamızı yüzümüze vurmazdı, dostunu da düşmanını da bilirdi de herkese dost şefkatiyle davranırdı. Eee şehrin hamisi ve büyüğü olmak zordu ve hoşgörü sahibi olmayı gerektiriyordu.
Seni yazmaya 15 yıldır bu şehre yaptıklarını anlatmaya bu satırlar kafi gelmez Reis. Vefa adına bir şeyler karaladım, haddimi aştımsa affet. Mahkemenin kadıya mülk olmadığını en iyi sen bilirsin. Senin bu birikiminle memleket ve millet için daha yapacak çok şeyin olduğu muhakkak.
Sana şimdilik güle güle diyorum. Hoşcakal REİS...
