| 25 Ocak 2018 |
Haber - Erol DEĞİRMENCİ
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin il binası açılış töreni için geldiği Bolu’da hükümeti eleştirdi.
Partisinin binası için Bolu’ya gelen Akşener, ilk olarak hayırsever, merhum İzzet Baysal’ın kabrini ziyaret etti. Daha sonra ise parti binasının önünde açıklamalarda bulunan Akşener, hükümeti hedef aldı. Akşener, ilk olarak Zeytin Dalı Harekatını desteklediğini söyleyerek, “Ordumu bir müdahale için Afrin’de. Biz mehmetçiğimizin, şanlı ordumuzun elbette ki şüphesiz yanındayız, desteğiyiz. Cenab – ı Hak şehitlerimizi, peygamberimize komşu kılsın. Allah, şehitlerimizin anne ve babalarına sabır versin. Kınalı kuzularımıza hiçbir zaiyat vermeden, tırnaklarının ucu kırılmadan başarıyla zaferle ülkemize geri dönmelerini nasip etsin. Geç kalınmış bir müdahaleyi şanlı ordumuz yerine getiriyor. Biz elbette bu harekatın başarılı olması için ne gerekiyorsa yapmak durumunda olduğumuz gibi tüm siyasi farklılıklara rağmen milletimizin ordumuza yanında arkasında destek olduğuna göre ve 15 Temmuz sonrasında milli beraberliği sağlandığına, milletimizin her zor zamandaki gibi ferasetini koruyarak beraber olduğuna göre bizi yönetenlerin görevi ergenler gibi, ergen tripleri gibi çemkirmek yerine bu milli beraberlik ruhunu yaşatmaktır. Dolayısı ile biz ordumuzun muzaffer olması için biz iktidara ne yapması gerektiğini söylemekle yükümlüyüz. Çünkü devleti yönetmek için ciddiyet, ehliyet ve samimiyet gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“MEGAFONLA, DAVULLA ZURNAYLA MÜDAHALEYE GİDİLMEZ”
Akşener, müdahaleye davulla zurnayla gidilmeyeceğini, bunun ciddiyetsizlik olduğunu da belirterek, “Bakın önce Ergenekon, Balyoz sonra başka isimlerdeki kumpaslarla çok önemli insanların içeri atılarak, o dönemde de Sayın Erdoğan bu kumpas davalarının savcısı olan Zekeriya Öz’ün altında bir zırhlı araba vererek, bu oyunların arkasında durdu. Son 17 / 25 Aralık geldiğinde, ayılarak aldatıldık dedi. Sonra bu kumpas iddialarını kabul etmeden içeri atılan arkadaşlarımızın hapisten çıkmasının yolu açıldı. Eğer 17 / 25 olayları ve 15 Temmuz yaşanmasaydı yaşanmasaydı ne olacaktı? Bu ülkenin ordusunun, Mete Han devrinden beri karakteri olan ve İslamiyet ile beraber Peygamber Ocağı denilen ordumuzun terör örgütü kabul edildiği davaların iddianameleri, Genel Kurmay Başkanı’nın terörist kabul edildiği bu davalardan sonra aldatıldım diyerek, elini yıkayıp çıktı. Sonra 15 Temmuz oldu, bu millet bunların yönettiği devleti sokaktan topladı ama garnizonların önüne çöp kamyonları dizdiler. 15 Temmuz’da kim darbe yapmaya kalktıysa bunun üzerine gidilmelidir. Her türlü hukuk işlemi yapılmalıdır. Darbe kabul edilebilir bir şey değildir. Kim darbe yapmaya kalkıyorsa o, haindir alçaktır ama kendi beslediğiniz, sırtını sıvazladığınız kişiler tarafından bir tehditle karşı karşıya kaldınız, bu ülke bir tehdi ile karşı karşıya kaldı. Bu millet de benim dediği devleti sokaktan topladı getirdi. Karşılık olarak siz, o ordu itirazınızı, cumhuriyet itirazınızı devam ettirerek, darbe ile hiç alakası olmayan insanların yaşadığı yerlerin önüne arazözler koydunuz. Bütün bunlardan dolayı zora düştünüz. Sizi kurtaran kim peki? Türk ordusu. Mehmetçik ve elinden geleni yapan komutanlarımız ve ana kuzularımız. Megafonla, davulla zurnayla müdahaleye gidilmez. Tuzak kurarlar. Askeri herekatların tamamı büyük bir titizlik, ciddiyet ve gizlilik ile gerçekleştirilmelidir. Afrin yolunda mehmetçiğimiz üstüne düşeni yapıyor” dedi.
“İÇ SİYASET MALZEMESİ YAPMANIZA İZİN VERMEYECEĞİZ”
Akşener, mehmetçiği iç siyaset malzemesi yapmalarına müsaade etmeyeceklerini söyleyerek, “Dün Musa kardeşimin evindeydim. Anlatamam size. Anacağının sözü şu, ‘Bir Musa ölür, bin Musa doğar.’ Canı yanmış, gitmiş bir şehit anasının sözü bu. 30 Yaşında bir eşi var, adı Şeyma. O da ‘Vatan, millet sağ olsun. Bir Musa gider, bin Musa gelir’ dedi. Babası ve ağabeyi keza öyle. Bize düşen, Musa’nın babasına, annesine, kardeşlerine hele de 30 yaşındaki eşi Şeyma’ya ve 4 yaşındaki kızı Ayşe Gökşen’e layık olabilmek. Onun için çenenizi kapatacaksınız. Bu bir tavsiyedir. Milli beraberliği bozacak cümlelerden kaçınacaksınız. Bu düzeni devam ettirmek sizin boynunuzun borcudur. Saray koalisyonu beraber oldukların bu yana hepimizi ayırmaya devam etti. Canımız yanıyor kardeşim. İnsanlar madem ki fakir fukura çocuklarını gönderip, ya şehit ol ya gazi ol diyorsa, bu ruh halini muhafaza etmek senin görevindir. Önüne geleni yaftalamak, hakaret etmek yok. Buradan saray koalisyonunu uyarıyorum. İnsanları yaftalayıp hain diyerek, bir yere koymaya kalkışmayın. Altında kalırsınız. Öyle sözler söylerim ki gök kubbe başınıza yıkılır. Salih Müslüm’ü, Suriye PKK’sının başını ahyayla ben karşılamadım, Barzani’nin bayrağını ben Ankara’ya asmadım. Benim arkadaşlarımda asmadılar. Oslo’da cıvık cıvık PKK’lılar ile biz konuşmadık. Açılım yapıp hendeklerin kazılmasına, valilerin kendileri itiraf ediyor. Tek tek söylerim size. Hendekler kazıldığı zaman, valilerin kafasını öbür yana çevirten ne ben ne sizsiniz. PKK’nın yapamadığı, Türkiye’nin duygusal bağını zayıflatan kesinlekle ve kesinlikle sizsiniz. Bu açılım saçılım süreçleridir. Yalan konuştunuz yalan. Bolu’da da, Diyarbakır’da da yalan konuştunuz. Kınalı kuzularımı, iç siyasetin malzemesi yapmanıza izin vermeyeceğiz. Yaptırmayacağız. Yapmanıza müsaade etmeyeceğiz. Bunlar yapıldı” şeklinde konuştu.
“ALDATMAYAN ADAM YOK”
Akşener, hükümeti aldatmayan adam kalmadığınıda belirterek, “Aynel Arap bölgesinde 29 Ekim’de, peşmerge davulla zurnayla geçti. Yedikleri lahmacunların parasını kaymakamlar ödedi. Biz mi getirdik? Oraya bugün bu harekatı yapmak zorunda kalmamızın sebebi sizsiniz. Bu kadar aldanmak olur mu? İnsan biraz utanır. Cumhurbaşkanısın, AK Parti Genel Başkanısın herşey oldun. Kanun Hükmün Kararnameler ile kar lastiğine bile karar veriyorsun ama sürekli aldatılıyorsun. Apo aldattı, FETÖ aldattı, PKK aldattı, Obama’da şimdi aldatmış. Putin bir ara aldattı. Merkel’de aldattı. Aldatmayan adam yok. Aldatmayan kişi yok. Sonuç itibari ile muhtarlarla yapılan konuşmada gördük ki Obama’da aldatmış. Şimdi Trump geldi. Trump’a reis dediler. Yakın zamanda Trump’ta aldatacak. Siz nasıl bir ciddiyetsiz devlet yönetimine sahipsiniz. Dikkat çekmek istediğim yer burası” şeklinde konuştu.
“EL – BAB’TA ÇOCUKARIMIZ AÇ KALDI”
El – bab’ta askerlerimizin aç kaldığını söyleyen Akşener, “Şimdi Türkiye bir askeri müdahale yapıyor. Bir çok konuşmayacaksınız. İki askeri müdahaleyi siyasi malzeme haline getirmeyeceksiniz. Üç her türlü desteği vuracaksınız. Beli çökertilmiş denilen bu ordu, Türk ordusu, Peygamber Ocağı hem seni hem Türkiye’yi kurtarıyor. Askerlerimiz, Allah’ın izni ile muzaffer olacak. Onlara her türlü imkanlar sağlanmalı. El – bab’ta aç kaldı çocuklarımız. Burada her türlü imkanı seferber edeceksin. Az konuşacaksın. Diplomasinin her türlü imkanını kullanacaksın. Parantez kapattım dediğin Cumhuriyet tarihine bakıp, neler yapılmış örnek alacaksın ve diplomaside uygulayacaksın” dedi.
“TÜRKİYE’Yİ İKİ PARALIK HALE GETİRDİNİZ”
“Esad’ı yıkamadın. Parça parça olan bir Suriye var ve Esad yıkılma hikayesinden kuzularımız Afrin’e doğru yola çıktı. O meşhur Aynel Arap meselesinde, yandaş candaş medyanın attığı manşetleri hatırlayın. ‘Kardeşlik Koridoru’. Bugün Türk askerinin oraya girmesine sebep olan bir ‘Düşmalık Koridoru’na döndü. Bu kadar geleceğe yönelik vizyonsuzluk ve ciddiyetsizli, Türkiye gibi hassas bir jeopolitik konumda olan bir bölgede olmamalıdır ve millet bunun sandıkta hesabını soracaktır. Esad’la görüşmelere derhal başlayın. Bu işi çözün. Asla ve asla iç ve dış politikayı Cumhurbaşkanlığı seçiminin öznesi yapmayın. Bugüne kadar yapa yapa Türkiye’yi iki paralık hale getirdiniz.”
“TOPRAK KAYBETTİK TOPRAK”
“Daha demin bir arkadaş gazilik meselesi diye seslendi. Neyinden bahsedeyim. Bunun bir arkadaşı, arkadaşının arkadaşı Süleyman Şah ile mukayese ediyor. Kanuni Sultan Süleyman ile mukayese ediyor. Atatürk’ten zaten kendini üstün zannediyor ve Abdulhamit Han ile kendini mukayese edip üstün zannediyor. Tarih ve coğrafya bilgin yoksa, samimi bir vatandaşlık, Türk milletinin bekası inancın yoksa hadsizliğin had safhada olur. Gazilik er meydanlarında yapılır. Birinci Mahmut, Tebriz’i aldı onun için gazi oldu. Doğru diyor. Peki sayın Erdoğan nereyi aldı? Sayın Erdoğan, Süleyman Şah Türbesi’nin yerini değiştirdi. Toprak kaybettik toprak. Yunanistan 18 daha fazla adaya el koydu. Dış İşleri Bakanı çıktı, işgal var ama bizim dönemimizde yok dedi. İşgal meşrudur dedi. Eğer buna rıza gösteriyorsanız toprak kaybettiniz. Nereye gazi? Sonra meclise getirmene gerek yok ki. Meclisin kıymeti mi kaldı? Kar lastiğini bile kanun hükmünde karar ile getiriyorsunuz. Bunu da hemencecik getirsinler, sayın Erdoğan imzalayıp kendi kendine versin ama gaziliği millet verir. Korkum, endişem şudur. Eskiden parayla seyitlik satarlardı, şimdi kanun hükmünde karar ile şehitliği yerine getirecekler diye aklım çıkıyor. Sayın Erdoğan’a gazilik vermek yerine, gazi sayılmamış çocuklarımız var. Kardeşim onların hakkını ver hakkını. Onların hakkını ver. Bizim aramızda terör gazimiz parti üyemiz var. Hüseyin gibi pek çok kardeşimiz var. Hüseyin kardeşim gazi sayılıyor ama gazi sayılmayan pek çok kardeşim var. Onlarca yıllarca şehit ve gazi ailelerine yönelik bir vakıf yürttüm. İddia ediyorum. Türkiye’de bu konuyu insani boyutuyla çok nadir insanlardan biriyim ben. Önce onların derdini çöz. Bu nasıl bir kibirdir, bu nasıl bir nefistir? Doymuyor ya doymuyor. Gazilikten sonra ne gelecek merakla bekliyoruz.”
“BUNLAR PARAYI BİLİYOR”
“Afrin harekatının arkasındayız. Şanlı ordumuzun arkasındayız. Uyarılarımızıda yapmaya devam edeceğiz. Bir daha yanlış yapılmaması için gayret göstereceğiz. Görevimizi yapmaya devam edeceğiz. İktidara geldiğimizde de ciddi bir devlet analyışını tahsis edeceğiz. İyi Parti bir cesurlar, değerler, kadınlar hareketirdir. Bu 3 bacaklı misyon üzerinde yürüdüğümüz için istediğiniz kadar tehdit edin korkutmaya çalışın başaramayacaksınız. İyi Parti, iyilerin partisi Allah’ın izni ile iktidar olacak. Huzurlarınızda dua ediyorum. Eğer bu arkadaşlar kadar kandırılıp, kandırılacaksak bize nasip etme. Bu milletin feraseti ile bize nasip etme ama bu arkadaşlara da nasip etme. Gariplerin sesiyiz, kimsesizlerin kimsesiyiz diye geldiler ve dünyadan vatandaştan kopmuş garibe çekil oradan diyen bir nefisle karşı karşıya kaldık. Böyle olacağımızı görüyorsa Allahım, evimde oturmaya razıyım. Köroğlu’nun torunlarız. Çifte su yemiş çelik gibileriz. O size Bolu Beyi’nin torunu dedi. İşte tarih bilmiyorlar. Bunlar parayı biliyor. Allah var, bunlar parayı çok iyi biliyor.”
“SIKIYORSA SOKMASINLAR”
“Son olarak gezilmedik kapı bırakmayın. Dokunulmadık vatandaş bırakmayın. Çünkü karşımızda büyük bir medya var. Önümüzü kesmeye çalışıyorlar. Ne yaparlasa yapsınlar biz başaracağız. Parti kuramaz dediler. Bakın ne oldu? Kurduk ve bugün 3’üncü ayımız. Şimdi de seçimlere giremeyecekler diyorlar. Seçimlere gireceğiz, hadi sokmasınlarda göreyim. Sıkıyorsa sokmasınlar.”
