EĞİTİM SEN'DE DEĞİŞİKLİK YOK!

Eğitim-Sen Bolu Şubesi Hukuk Sekreteri Zehra Kulali Gezici, Nusaybin'de şehit olan ve memleketi Bolu'nun Kıbrıscık ilçesi Alemdar köyüne defnedilen Jandarma Uzman Çavuş Yıldırım Oflaz'ın ardından basın açıklaması yayınladı. Açıklamada terör örgütü PKK’ya tek laf edilmezken, terörün suçlusu AK Parti olarak gösterildi. Açıklamada, ‘Şehit ifadesi hiç kullanılmadı, kelime oyunlarıyla acıtasyon yapıldı.

İŞTE O AÇIKLAMA

Hiçbir asker anası oğlunu askere uğurlarken, evladının evine bayrağa sarılı tabut ile döneceğini düşünmez, tasavvur dahi etmez. Böyle bir olasılık olsa dahi aklına getirmek istemez.

Ülkesi yedi düvele karşı savaşsa dahi, kendisi Akşehir üzerinden Afyon`a doğru, Ayın altında kağnılar ile yürüyor olsa bile bunu düşünmez.

İnsan olmanın tabiatında vardır bu.

Ama bir yandan da o içinden atamadığı sıkıntı, evham, karamsarlık onun hiç peşini bırakmaz.

Kapısının önüne ambulans yanaştığı vakit bile kondurmaz, ilk aklına gelen evladının askerde yaralandığı, evine gönderildiğini düşünür.

Ambulanstan inenlerin arasında oğlunu göremeyince felaketi anlamıştır artık.

Ürkek, tedirgin adımlarla yanına yaklaşanları buğulu gözlerle izler.

İlk duyduğu cümle “Başın sağolsun ana” olacaktır.

Kulakları uğuldar, dünyası yıkılır, ülkenin egemenlerinin iktidar hırsı onun yoksul ocağına da ateşi düşürmüştür.

İşte bu ülkede 7 Haziran seçimlerinden sonra kaos ve önlenemeyen hatta bilinçli bir şekilde derinleştirilen terörün bir şarapnel parçası Kıbrıscıklı Jandarma Uzman Çavuş Yıldırım Oflaz’ın ana ocağına isabet etti.

Kirli savaş, iktidar hırsı bir mazlumun evini daha dağıttı.

Ardında belki binlerce kez sorulacak “neden”, “niçin” sorularını bırakarak.

Bu ülkenin halkları bu kirli savaşta on yıllardır asker, sivil binlerce yurttaşını kaybetti.

Birileri “bedelli askerlik” ile kurtuldu kirli savaştan.

Yoksulun “Ateşle imtihanı mı” bu olan biten.

Yoksa bu kirli savaş “ya başkanlık, ya kaos” ikilemini halkımıza dayatan zihniyetin bir ürünümü?

Düşünmek gerek, neden demek, niçin demek…

Olan biteni sorgulamak gerek…

Halkları birbirine düşman eden, ülkeyi doludizgin iç savaşa sürükleyenlerden artık hesap sorma vakti gelmedi mi?

Bu önlenemeyen terör ortamına alışmayacağız,

Yoksul çocuklarının canlarının yitip gitmesine, ailelerin evlerine ateş düşmesine alışmayacağız.

Kentlerin boşaltılmasına, yıkılmasına, göçe zorlanmasına, zulme alışmayacağız.

“İnadına barış” söyleminden vazgeçmeyeceğiz…

Bu vesile ile Kıbrıscıklı kardeşimiz Yıldırım Oflaz’ın hayatını kaybetmesinden derin üzüntü duyduğumuzu yineler, acılı ailesine, sevenlerine, nişanlısına ve tüm halkımıza başsağlığı dileriz.”