| 16 Eylül 2015 |
Habertürk Gazetesi’nden Ümran Avcı’ya konuşan 45 yaşındaki orman işçisi Ahmet Temel, karısının da Kürt olduğunu ifade ederek, o gece yaşananları anlattı.
‘VALİYİ BEN ARADIM’
“Burada bir tane sarhoş kamyon sürücüsü arabanın önüne Türk bayrağı asmış. Markette alışveriş yaparken bayrağa, arabaya baktı diye halkı ayaklandırması yüzünden bu olaylar patlak veriyor. Aslında hepsi oyun. Halkın isyanını duydum. Beni çağırdılar. Baktım ki provokasyon, milletvekili ve vali beyi aradım. ‘Gelin neticeyi halkımıza beraber anlatalım’ diye valimizi bilhassa ben çağırmıştım. Orada bin kişilik bir katılım varsa benim konuşmadan sonra 200 kişi kaldı. O konuşmadan önce de jandarma arabasından anons yaptım. Sağduyuya davet ettim. ‘Devletimizin yetkilisi gelip bilgi verecek’ dedim.”
“DİYARBAKIRLI FINDIK İŞÇİLERİNİN OĞLUMUN ŞEHİTLİĞİNDE DUA OKUYUP NAMAZ KILDIKLARINI GÖRDÜM”
“Olmaması gereken bir durumdu oldu maalesef. Biz de ülkemizin bu duruma düşmemesi için elimizden geleni yapmaya çalıştık. Bunun bir oyun olduğunu düşünüyorum. Türkler ve Kürtler bu oyuna düşmemeli. Geçtiğimiz yıl şehidimin kabrine gittim. Çevre düzenlemesi yapıyordum. İki şehit yan yana yatıyordu. Biri benim oğlum. Orada komşunun bahçesinde Diyarbakırlı fındık işçilerinin öğle paydosunda oğlumun şehitliğine gelip dua okuyup namaz kıldıklarını gördüm. Bu olay beni derinden etkiledi. Bunlar da bizim gibi insan evladı. Bizden olanlar çok. Her Kürt aynı değil. Ben o gün mesajımı aldım. Bu mesajı herkese yansıtmaya çalışıyorum.”
‘BENİ DE YUHALAYANLAR OLDU’
Yaşananların oyun olduğunu sık sık tekrar eden Ahmet Temel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu oyuna düşmemek için elimden geleni yapmaya çalıştım. Arada bazı provokatörler vardı. Yuhalandım da o arada. Varsın yuhalanayım. İnsani görevimi yaptım. Vicdanımın sesini uyguladım. Bugün (dün) valilikten ve bölük komutanlığından bilgi aldım. İnşaattaki çocuklardan ikisi seneye imam hatipten mezun olup hoca çıkacakmış. Diğer ikisi de üniversite öğrencisiymiş. Büyük bir gafleti Allah’a şükürler olsun önledik.”
